Karayolları’nın özelleştirilmesi kapsamında sürdürülen çalışmaları tepki gösteren Yol-İş Sendikası Arapgir Baş Temsilcisi Yusuf Durdu, Arapgir Karayolları 85. Şube Şefliği’nde çalışan 60 sendika işçisi adına yaptığı basın açıklamasında binlerce işçinin ortada kalacağına dikkat çekerek kararın bir çok olumsuzları beraberinde getirdiğini söyledi.

Sendika işçilerinin hayatı pahasına çalıştığını, verilen sözlerin tutulmadığını, Yargıtay kararına rağmen bunun uygulanmadığını belirten Yusuf Durdu Karayolları’nda 10 bin kadrolu işçinin kenarda bekletildiğini ve idari  personellerin pasif hale getirildiğini açıkladı. Yusuf Durdu açıklamasında şu görüşleri savundu:

“Karayolları, İl Özel İdareleri, Bayındırlık Bakanlığı, DLH ve özel şantiyeler kısacası sınıf kardeşlerimizin emek harcadığı her yer işimiz ve işyerlerimizdir. Bugün 81 vilayette üyelerimiz, işyerlerinde bizler gibi toplandılar. İşyerlerinde aynı kazandan çorba içtiğimiz, aynı şantiyelerde omuz omuza çalıştığımız tüm emekçilerin ortak sorunlarından söz edeceğiz. Yol-İş Sendikası ülkemizin en çileli işlerini, canlarını ortaya koyarak yapan fedakar işçilerin sendikasıdır. Bir ipekböceğinin kozasını ördüğü gibi ülkemizi baştanbaşa yollarla örüyorlar. Aşılamayan dağlar bizlerin elleriyle aşılabiliyor. Geçilemeyen vadileri viyadüklerle, köprülerle geçmeyi biz biliriz. Aylar süren kar yağışlarının kapattığı ve geçilmez kıldığı yolları biz açar, canları biz kurtarırız. Köye yolu, suyu biz götürür; okulu, sağlık ocağını biz kurarız. Bugün yaşanan sorunların başladığı yer Karayolları’nda taşeron hastalığıdır. Taşeronluğun, çalışanların işini ve aşını tehdit etme noktasına gittiği tespit edildiğinde Yol-iş müdahale etti. Uzun müzakereler sonunda 5 bin genç işçinin kadroya alınması ve sendika üyesi olarak toplu iş sözleşmesinden yararlanması ve 2. Ücret Skalası gündeme gelmiş oldu. İyi bilinmelidir ki 2. Skala taşeronluk ile mücadelenin bir aracı olarak gündeme getirilmiştir. Hukuk yoluna gittik kazandık. Yargıtay, Karayolları’nda taşeron işçisi adı ile çalıştırılan işçilerin, işe başladıkları tarihten beri Karayolları Genel Müdürlüğü işçisi olduğuna karar verdi. Demokratik bir hukuk devletinde, yapılması gereken tek bir işlem vardır, Yargıtay kararının gereğini yapmak. Ama karar uygulanmıyor. Onlarca defa yaptığımız görüşmeler ve verdiğimiz dosyalara karşı söyledikleri tek bir cümle var, “Haklısınız.” Yaklaşık 10 bin kadrolu işçisini kızağa çekip, 11.555 aracı çürümeye terk etme pahasına Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ülke düzeyinde tüm işleri anahtar teslimi ihale edilmeye başlandı. Hem de binlerce geçici işçi ortada bırakılarak. Hem de 10 bin kadrolu işçi kenarda bekletilerek. Hem de 6 bin idari personel pasif hale getirilerek. İşyerlerinde ücret alan herkes işçidir. Çıkarları birlikte mücadele vermekten geçiyor. 2013 yılında, emeği ile geçinenlerin hakları, ekmekleri, işleri ve gelecekleri için kol kola, omuz omuza girmekten başka çaremiz yoktur. Gün, omuz omuza gelme günüdür. Mücadelemiz hakkımızı alana kadar sürecektir.”