ARAPGİR VE ÇEVRE İLÇELER GEZİ NOTLARI


Arapgir; Kemaliye, Ağın ve Keban’dan daha büyük. Sırtını Göl Dağı’na dayamış. Bu görünüşüyle göz dolduruyor. Özellikle Kemaliye ve Ağın dönüşü, daha büyük, gelişmiş bir ilçeye geldiğinizi anlıyorsunuz.



Osman Kaya, Arapgir’in özelliklerini dizeleriyle anlatıyor. Tarihinden, köylerinden, yollarından, bahçelerinden, bağlarından, insanından, insanının yaşamından söz ediyor.
















 



Arapgir



Malatya şehriyle aynı yaştasın,

Arapgir, Arapgir bizim Arapgir,

Kültürünle ilçelerde baştasın,

Yaşadıkça kültür lazım Arapgir.



Muşkiler, Asurlar, Danişment oldun,

Nice sancaklara bağlandın kaldın

Sonunda en güzel adını aldın,

Seni görmek ister gözüm Arapgir.



Selçuklu, Moğollar, Karakoyunlu,

Yerin engebeli halkın imanlı,

Çaldırandan sonra geldi Osmanlı,

Seni candan sever özüm Arapgir.



Bostancık, Boğazlı, Budak, Çaybaşı,

Kazanç, Çimen, Kaynak Düzce’nin kaşı,

Koru, Kayakesen, işlemiş taşı,

Nakış yapmış dizim dizim Arapgir.



Alıçlı, Çakırsu, Bacalı yolu,

Yeşil Yayla, Aktaş, Onar, Pirali,

Taşdibek, Yaylacık, Tarhan, Selamlı,

Andıkça konuşur sazım Arapgir.



Ormansırtı,  Eskiarapgir, Çiğnir,

Gözeli,Yukarıyabanlı, Eynir,

Hububat ekerler alem beğenir,

Sugeçti, göstermiş azim Arapgir.



Suceyin, Sağıluşağı, Yazılı,

Gebeli, Kızılca fidan dizili,

Sinikli, Eşikli, kuyu kazılı,

Kılıçlı’da artar hızım Arapgir.



Sipahiuşağı, yaylaya göçer,

Konducak, kırlarda çiçekler biçer,

Harap Pazar yolu Miran’dan geçer,

Miran’da su içer kuzum Arapgir.


 



Yolların uzanır Halep’e gider,

Manusa kumaşın ne desen eder,

Dokuyan o eller görmesin keder,

Budur ak ellere sözüm Arapgir.



Osmanlı yaptırmış camiler hanlar,

Güzel yapıtları anlayan anlar,

Onlardan kalmadır eski hamamlar,

Yetmez bir kaç satır yazım Arapgir.



Şairlerin üstat Fehmi Gür başta,

Halkın ekmeğini çıkarır taşta,

İş seçmez çalışır dolaşmaz boşta,

Yapar dağda bağda kazım Arapgir.



Üzümün efsane düşmez dillerde,

Konuşulur tadı bütün illerde,

Yetişmiş güzelim usta ellerde,

Süsler bağlarını üzüm Arapgir.



Tatil için vatanını seçersin,

Temmuz ayı ektiğini biçersin,

Güz gelince gurbet ele göçersin,

Buruktur yüreğim yüzüm Arapgir.



Kaya der gönlümde benzersin güle,

Vatan sevgisini getirdim dile,

Bağ bozumu olur herkes el ele

Birlik sevgi çare çözüm Arapgir.




 




(Osman Kaya)




 



 



 ZÖHRAP (GEDELEÇ) MAHALLESİ



 



Zöhrap okulu, camisi açık olan bir mahalleydi. Son yıllarda Zöhrap’ta kimse kalmadı. Çoğu İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük kentlere yerleşti. Kalanlar da Malatya ya da Arapgir’de kendine yer buldu. İki üç aile de yazdan yaza Zöhrap’a gider oldu. Zöhrap’ta yaz kış oturan birkaç aile var. Onlar da tanımadıklarımız, köylerden gelip yerleşenler. Öğrenci yok, okul kapalı; cemaat yok, cami kapalı. Kimi evlerin pencerelerinde cam yok, görmeyen gözler gibiler. Evler boş, kimi de yıkılmış; viran olmuş. Giden gitmiş, kalan kalmış. Yıkık duvarlar, öksüz çocuklar gibi… Yaşlanmış; güneşin alnında sahipsiz, kimsesiz. Sessizce sonlarını bekliyorlar. Koyunlar, kuzular melemiyor. Atlar kişnemiyor, eşekler anırmıyor. Horozlar ötmüyor; tavuklar gıdaklamıyor. Hiçbiri yok… Canlılık, devinim yok. Eski Muhtar Etem dayı’nın, Zihni dayı’nın, Abilikgil’in, Tangutgil’in, Nalbantoğlugil’in, Hacikgil’in, Tahsinagil’in, Cemilgil’in, Necipgil’in, Hacı Amcaların (Başdoğan), Velagilin, Babovgilin, İncikgilin… evleri bomboş. Başagil’in, Hacıömergil’in  evlerinin yerinde yeller  esiyor.



Hacıömergil’in evi, Zöhrap’ın en gösterişli, en güzel eviydi. Yenilenebilseydi, bağrında bir devri yaşatır; geçmişi geleceğe taşır. Bu evde yaşayanların anıları tazelenirdi. Yalnız Çimil Ali’nin evini alan Hasan Başdoğan’ın, Saraçgilin, Aligavasgil’in, Hatunkız’ın (Gönül ve Meral); Kamberli’de Abuhançergil’in Serif’in, Ferhan  Başdoğan’ın; Tepe Mahallesinde Hocagil’in, Arzumangi’lin, Vahipgil’in, Telovgil’in ocakları tütüyor. Çoğu da yazdan yaza Zöhrap’a gidiyor.



Hasan Amcalar’ın (Başdoğanlar’da) üzüm çardağının altında oturup geçmiş günlerden söz ettik.. Kardeşim Muhittin, Hasan Amcalar’ın bahçesinden bir kova ekşi armut kopardı. Hasan Amca da bir sepet üzüm, eşi Nevin de ekşili ekmekle peynir getirdi, yedik. Bu tadı, bu havayı özlemişiz. Hatunkız’ın torunları Gönül ve Meral da diğerleri gibi kalmamızı çok istediler. Şerif  Ağabeyler’e ve Ferhan Ablalar’a da gittik. Ferhan Abla, ertesi gün tandır ekmeği pişireceğini söyledi; fakat kalamadık. Tandır başında bir tandır ekmeği yemeği çok isterdik. ”Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer” düşüncesiyle, duygusuyla gezdik, özlem giderdik Zöhrap’ ta.



 


Editör : huseyinbasdogan
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=254