HARBE GİDENLER


Osmanlı Devleti fiilen 623 sene yaşamıştır. Ve neredeyse her yıl bir savaşa girmiştir. Ancak bazı savaşlar vardır ki, yaklaşık 6,5 asır içerisinde apayrı bir yere sahiptir.

Kuruluşundan itibaren birkaç savaşı sayalım. İlk savaşlar İnegöl-Söğüt-Domaniç tarafının fetihleridir.



Hemen ardından, Timur'a yenildiğimiz 1402 Ankara Savaşı, 1453 İstanbul'un Fethi ve 1050 yıl yaşamış olan Roma İmparatorluğu'nun sonu. 1514'de Yavuz Sultan Selim'in Şah İsmail'i yenmesi ve hemen akabinde Mısır'ı Fethi. Devamında ki birkaç yıl içinde Yemen'in kendiliğinden teslim olması.

1529 Viyana Seferi, 1600'lerde Revan (Erivan ve Bakü), Bağdat, Tebriz (İran) seferleri vardır.

Ardından bir bozgun devri başlar. Sonra bilinen en büyük ve belki de tek zafer, Çanakkale...

 

Peki Arapgir, bu savaşlarda ne kadar yol aldı?

Hemen her zaman bir serhad (sınır) şehri, hudut muhafaza ve gözetleme kalesi görevi üstlenmiştir Arapgir. İslam'ın yayıldığı dönemlerde, Roma ile İslam ülkeleri arasında, Moğol saldırıları sırasında ise Türk ve Moğol sınırındaki şehirlerden biri olmuştur.

 Malazgirt Meydan Muharebesi’nden hemen sonra kurulan, Danişmentliler Devleti sınırları içinde kalmış ve devletin güneydoğu sınırını oluşturmuştur. Ancak hemen söyleyelim savaşlar sınırları sık sık değiştiriyordu.

Ardından, Akkoyunlular, Dul Kadir Oğulları, Osmanlılar, Safeviler ve Memlüklüler zamanında da hep hudut şehirlerinden biri olmuştur.

İsbat isteyenler, ilçedeki kalelere bakabilirler. Bir çizgi şeklinde dizilen kaleler, Divriği-Malatya istikametinde gider ve birden fazla kale vardır. Ancak bugün bu kalelerden geriye hemen hiç birşey kalmamış, tamamen yıkılmıştır.

 

Arapgirlilerin savaşlardaki rolleri...

Sadece asker olarak değil, bizzat komutan olarakta yer aldık. Mesela ilçemizde iki adet Cafer Paşa vardır. İlki, Viyana Muhasarası’na katılan ve o sırada şehid olan, kumandan Cafer Paşa'dır. İkincisi ise, babası savaşta şehid düşen ve onun adını taşıyan oğul, Yetim Cafer Paşa'dır.

Bugün Tuğgeneral ile Tümgeneral rütbesine denk genel Mirliva rütbesine sahip Ahmed Bey. 1770'li yıllarda kendini göstermiştir.

Daha yakın zamanlara gelecek olursak, Sadrazamlık yapmış, Yusuf Kamil Paşa'da orduya emir verme yetkisine sahip, devletin iki numarası olmuştur. 1800'lü yıllarda başlayan ve sonu gelmeyen iç isyanlarda, Girit'e gitmiş, Yemen'e gitmiş, Romanya sınırlarındaki Galiçya'ya gitmiş asker ve kumandanlarımız vardır.

İnanmayanlar STV'de yayınlanan Ayna programının Girit veya Malta programlarını izlesin.

Bu programların birinde -hangisi olduğunu tam hatırlayamadım- şehidliği gezerken

mezar taşında Arapgirli yazan bir şehidi bulup okuyordu.

 

Yemen

Osmanlı idaresine Mısıf seferinden sonra 1500'lerde giren Yemen, yaklaşık 400 sene bizimdi. Ancak Yemen isyanları hiç durmadı. Zeydî mezhebinden olan Yemenliler, sürekli isyan çıkardılar. Bu 400 sene içerisinde yaklaşık 250.000 askerimiz şehid oldu.

Arapgir’den, Yemen'e çok sayıda asker gitmiştir. Bunlar arasında tek tük de olsa dönenler olmuştur. Ancak Yemen, her savaştan öte derin bir acı bırakmıştır içimizde.

Sizlerin de elinde şayet bir bilgi, belge ve ya anlatacak bir hatıra varsa lütfen bize iletin. Adresimiz belli, Arapgir Postası.

Haftaya görüşmek üzere, esen kalın...


Editör : sadikbaskaya
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=243