DOĞRU VE DÜRÜST OLMAK


Kişisel ve sosyal huzur, dürüstlük olmadan oluşmaz. Gün geçtikçe de dürüst insanların sayısı azalmaktadır.



Toplumda karşılıklı ilişkilerin devamı için, doğruluk ve dürüstlük şarttır.



Prof. Dr. Mustafa İSEN’in yaptığı araştırmalara göre Türkiye, dünyadaki ekonomik gelişmede 16.ncı, insani gelişmede ise 92.nci sırada yer almaktadır. Toplumda Müslümanlar arasında; “Bizim bir Ermeni veya Yahudi komşumuz vardı, çok dürüsttü.” sözleri konuşulmaya başlandı.



Said Nursi “Maatteessüf ki, güzel şeylerimizi gayrimüslimler eline geçirdiği gibi, güzel olan ahlakımızı da yine gayri müslimler çalmışlar. Bizim güzel ahlakımız yanımızda değer bulmadığından, onlara gitmiş. Onların rezillikleri de kendi içlerinde değer bulmadığından cehaletimizin pazarına getirilmiş.” (Tarihçeyi Hayat)



Türkiye’de halk arasında, Musevi tüccarlar dürüst ve sözüne güvenilir insanlar olarak bilinir.



Müslüman bir tüccar “İstanbul’dan hazır giyim getirip satıyorum. Gayrimüslimlerin doğruluğu ve dürüstlükleri beni çok etkiliyor. Ben Müslüman tüccarlardan alış veriş yapmak istiyorum. Fakat onlarda doğruluk ve dürüstlük göremiyorum. Aldığım yüz gömlekten, on tanesi defolu çıkıyor. Onların bu tür davranışları da beni başka kapılara yönlendiriyor.” diye yakınıyor.



Müslüman doğru ve dürüst olur. Eğer olamıyorsa, demek ki imanında bir zaaf ve problem vardır. İnançlarında dürüst olmayanlar münafıklardır. 



 



“Doğruluk ve dürüstlük, sadece söz ile olmaz. O ancak yaşam ile olur.”



“Ey Yusuf, ey doğru sözlü kişi!



(Rüyada görülen)  yedi arık ineğin yediği, yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar)  hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki, insanlara (isabetli yorumunla)  dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler. (Yusuf – 46)



 



Abdurrahman bin Haris (RA):



“Resulullah (SAV) bir kap temiz su istedi. Sonra sudan abdest aldı. Biz de hemen artan sudan birer yudum içtik. Resulullah (SAV),



“Sizi böyle davranmaya sevk eden şey nedir?” diye sordu.



“Allah’a ve Resulüne olan sevgimizdir.”



“Eğer Allah ve Resulünün de sizi sevmesini isterseniz;



Size verilen emaneti, ehline verin.



Konuştuğunuz zaman doğru konuşun.



Etrafınızdakilerle, güzel komşuluk yapın.”  buyurdu. (Taberani)



Toplumu değiştiren ve değerlendiren doğruluk ve dürüstlüktür.



Bir insanın arkasında bırakacağı en büyük mirası, “O çok dürüst bir insandı.” sözüdür.



 



“Cennete girmenin ve cehennem azabından kurtulmanın yolu, doğru ve dürüst olmaktan geçer.”



 Huzeyfe bin Yeman (RA) Medine’ye hicret ederken, müşrikler tarafından yakalanarak alı konulur. O da müşriklerin, Müslümanlara yardım etmemek ve Mekkelilere karşı savaşmamak teklifini kabul ederek serbest bırakılmıştır.



Bedir Savaşı’na katılmak üzere Resulullah (SAV)’e müracaat edince, Resulullah (SAV) onun müşriklere verdiği sözü hatırlatarak,



“Verdiğin sözü hatırla ve savaşa katılma! Biz her şeye rağmen, onlara verdiğin sözü tutalım. Onları yenmek için de Allah’tan yardım isteyelim.” buyurarak savaşa katılmasına müsaade etmez. (Zehebi)



Muhammed-ül Emin olan Resulullah (SAV), daima dürüst olmuş, dürüst davranmış ve dürüst olarak yaşamıştır. Ümmetine de dürüst olmaların emretmiştir.



Resulullah (SAV), Abdullah bin Ebil-Hamsa ile bir yerde buluşmak için söz verdi. Abdullah verdiği sözü unutur ve üç gün sonra hatırlayınca hemen buluşma yerine gider. Resulullah (SAV)’i orada görünce mahcup olarak özür diler. (Ebu Davud)



 



“Müslümanın göstergesi dürüst olmaktır.”



Süfyan bin Abdullah (RA),



“Ya Resulullah! İyi bir Müslüman olabilmem için öyle bir şey söyle ki, artık başka bir şeye ihtiyacım olmasın.”



“Allah’a iman ettim de! Sonra da dosdoğru ol.” buyurdu. (Müslim)



 


Editör : izzettinaslan
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=238