ÇOCUKLARIN DÜNYASI


Her çocuğun ayrı bir dünyası vardır. Bir çocuğun dünyası başka bir çocuğunkine benzemez. Çocukların bu ayrı ayrı dünyaları, değişik değişik yetenekleri, farklı farklı duyguları nedeniyle yaşadıkları olaylar karşısında aldıkları tavırlar da başka başkadır. Bu başkalıklara takvim yaşlarıyla zeka yaşlarının da farklı oluşlarını hesaba alırsak hem derslerdeki başarılarının, hem de toplumsal davranış düzeylerinin değişiklikler gösterdiğini daha iyi anlamış oluruz.



Çocuklar sosyal gelişmelerinin gücünü içinde yaşadıkları ortamlardan alırlar. Aile bireylerinin tutumları, inançların ve toplumsal değer yargılarının rolü, çocukların bütün gelişimlerini etkiler.



Aile bireylerinin çocuklara karşı davranış biçimleri ya onları olumlu yönde geliştirir ya da çocukların dünyasını kemiren, mutsuzluklara iten, olumsuz duygularla iç alemlerinin alt üst olmasına yol açar. Böylece çocuklar içlerine kapanmaya, toplumdan kaçmaya yüz tutarlar.



Ancak bu bağlamda annelerin ve babaların bütün yaklaşımlarında genel olarak kötü bir niyetlerinin söz konusu olmadığını biliyor ve buna içtenlikle inanıyoruz. Fakat çocukları olumsuz etkileyeceğini bildiğimiz YANLIŞ YÖNTEMLER’i kullanan annelerin ve babaların tutumlarının doğuracağı sonuçlardan da endişe ediyoruz. Çocuklarından beklediklerinin gerçekleşmesi için onları eleştirirken aşağılayan, başka çocuklarla kıyaslayarak küçük düşüren, başka çocukların üstünlüklerini kendi çocuklarında bulamadıklarını belirterek onları hafife alanlar çocuklarının dünyalarını yıkmış olurlar.



Başarıya ulaşabilmeyi gözünde büyüten “BEN NE YAPSAM ANNEME BABAMA KENDİMİ BEĞENDİREMEM” diye düşünen çocuk, buna paralel olarak bir de ANNEM BABAM BENİ SEVMİYORLAR duygusuna da kapılırsa ömür boyu KENDİNE GÜVEN DUYGUSU’nu bulamaz.



(Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış.)



Bu atasözü, aile içindeki bazı davranışların babadan oğula geçerek devam edeceğini ne güzel belirtmektedir. Çocuk eğitimi üzerinde anne ve babanın bilgi sahibi olmaları, neyi, ne zaman, nasıl yapacaklarına karar verebilmeleri oldukça çok önemlidir. Kendileri yanlışlar içerisinde bir hayat sürenlerin çocuklarından doğruluk beklemeleri hiçbir anlam taşımaz. Alacaklı kapıyı çaldığı zaman, kendisi evde olduğu halde “Babam evde yoktur” dedirten baba, çocuğuna doğruluk dersleri vermeye kalkarsa bu çocuğun dünyası törpülenmeye başlar.



Yeminler ederek müşterilerini aldatmaya çalışan, yanlış ölçüp tartan, kâr haddini aşan, pahalı pahalı satan esnafın çocuğuna uygulayacağı doğruluk eğitiminin yöntemleri ne olabilir?



Çocuklarımızın olumsuz duygularla yetişmemeleri için, onların kişilik gelişimlerine çok önem vermemiz gerekir. Öyle önem verelim, öyle güçlü yetiştirelim ki… Öyle anlayışlı olalım ki yersiz korkulara kapılmasınlar, kuruntulara düşmesinler. Çocuklarımızın dünyalarını yersiz korkulardan, anlamsız kuruntulardan tamamen uzak tutmak, anne ve babanın aile ortamına bilinçli olarak hakim olmalarıyla gerçekleşebilir. Bu gerçekleşmenin elde tutulmasının devamlılığı, sevgiyle bilgiyle sağlanır. Sevgiler, bilgiler, bireyler arasındaki iletişim ve etkileşime kuvvet kazandırır. Bu kuvvet ne kadar çok olursa yetişecek nesil de o kadar sağlıklı, başarılı ve mutlu olacaktır.



İnsanlığın, insanca yaşamanın bedensel, ruhsal ve toplumsal gereksinimleri ne kadar giderilebilirse yetişecek çocukların dünyasında kabiliyet derecesi, akıllılık, anlayışlılık da o derece artış gösterecektir. Çocuk kendi dünyasında doğruluğa meylederken kendini bulması, kemale ermesi, insanlığı gerektiren duyguların kökleşmesine bağlıdır. Bu köklerin insan ruhuna işlemesi, beynin ve kalbin derinliklerindeki en ince köşelere kadar ilerlemesi esas alınmalıdır.



Çocuğunuz sizin istediğiniz gibi başarılı olmayabilir. Zorlamayınız. Onun yeteneklerini keşfederek beklentilerinizi ona göre tesbite çalışınız. Onun düşüncelerine yer veriniz, duyguların asla set çekmeyiniz. Setleri, engelleri ortadan kaldırmaya, fırsatlar hazırlamaya, mutlu edecek eğitsel yöntemleri bulup uygulamaya çalışınız. Çocuklarınızın zihnini kaygılı düşüncelerden arındırmaya, ruhsal dünyalarını törpüleyecek sakıncalardan uzak durunuz.



Yersiz düşüncelerle, asılsız korkularla, eğitsel değerleri olmayan davranışlarınızla çocuklarınızın ruhsal dünyalarını bozan duygulara kapılmamalarına azami ölçüde dikkat ediniz. Çocuklarınızın dünyalarının törpülenmesine meydan verirseniz çaresizlikler kol gezmeye başlar ve siz hiçbir çare bulamazsınız.



(Körler mahallesinde ayna satılmaz.)


Editör : metinözgen
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=234