İKİNCİ YARIYIL BAŞLARKEN


İki hafta önce eve başarısız bir karne getiren çocukların anneleri ve babaları genellikle şöyle diyorlardı:



“Çocuğumuzun bütün ihtiyaçlarını karşıladık. Ne istediyse peki dedik. Ne dediyse yaptık. Hiçbir noksan bırakmadık. Bir dediğini iki etmedik. Üzülmesin, kimseden geri kalmasın, arkadaşları arasında boynu bükülmesin, diye her şeyin en iyisini, en güzelini aldık. Fakat niçin başarılı olamadı anlayamadık..! Bak filancanın çocuğuna hiç düşük notu yok… Falancanın çocuğu bizimkinin bacağı kadar yok bile, takdir almış…”



Şunu unutmayalım ki karnelerde notlarla belirtilen başarı dereceleri tek başına ÇOCUKLARIN DEĞİLDİR. Çocuklarla beraber aynı zamanda da anne – baba -öğretmen üçlüsünün de ortaklaşa bir başarı belgesidir.



Genel olarak her anne ve babanın çocuklarından beklentilerinin önem derecesi ne ise, kendilerinin de çocukların iyi yetişebilmeleri için üzerlerine düşen görev ve sorumluluklarını bilmelerinin önem derecesi de odur.



Çocuklar karnelerini alırken, anne – baba ve öğretmenle beraber çocukların eğitimleriyle görevli olan herkesin sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerini çok iyi düşünmeleri gerekir.



Şimdi böyle başarısız olan çocuklarla sorumlu olanlara, anne ve babalara soralım:



1-Çocuklarınızın zihinsel kapasitelerini artırmak için neler yaptınız?



2-Öğrenme becerilerini geliştirmek için ne gibi faaliyetlerde bulundunuz?



3-Sorumluluk duygusu kazandırmaya çalıştınız mı? Neler yaptınız?



4-Tek başına işler yapabilmesine fırsatlar verdiniz mi?



5-Kişilik geliştirebilmelerine destek oldunuz mu?



6-Kendine güvenebilmelerine cesaret verdiniz mi?



7-Ders çalışma süreçlerini kontrol altında tutarak çeşitli çalışma yöntemlerini benimsemeleri için tedbirler aldınız mı?



8-Gördüğünüz aksaklıklarla ilgili olarak dengeleyici eğitsel yollara başvurdunuz mu?



9-Yaşının ve içinde bulunduğu gelişim dönemlerinin özelliklerini dikkate aldınız mı?



10-Beklentilerinizi sezdirerek, onunla birlikte seviyesine uygun kararlar alarak ulaşabileceğiniz hedefler ayarladınız mı?



11-İlgisizliğin ve duyarsızlığın çocuğunuzun başarısızlığına sebep olacağının bilincinde misiniz…



12-Algılama gücünü geliştirmek, ders dinlemesini ve çalışmasını kolaylaştırmak için göz ve kulak muayenesi yaptırdınız mı? Dikkat eksikliği veya bozukluğu hususlarında ilgili doktorlara danışarak varsa gerekli işlemleri yaptırdınız mı?



13-İşiniz, makamınız, günlük hayattaki yeriniz ne olursa olsun, çocuğunuzun her şeyden önemli olduğunu ciddiyetle inanarak, ona planlı bir şekilde yeterli derecede nitelikli bir zaman ayırıyor musunuz?



14-Çocuğunuzun olumsuz davranışları karşısında duygu ve düşüncelerinizi, onun kişiliğini rencide etmeden açık ve sade bir dille (fazla öğüt vermeye kalkmadan) anlatabiliyor musunuz?



15-Kendi çocukluğunuzu da hatırlayarak, kendinizi onun yerine koyup, çocukluk yaşantılarınızı, göz önüne alarak zamanın şartlarına göre iyiye, doğruya, güzele yönlendirip, problemler karşısında çözüm üretebilmeye alıştırabiliyor musunuz?



Onu keşfetmeniz, doğru teşhis koymanız, çok iyi tanımanız sizin için eğitsel değer taşımaktadır. Karnelerdeki notlar çocuklarınızla aranızdaki sevgi derecesinin ölçüsü değildir. Başarısızlığa uğratan sebepleri çocuğunuzla birlikte tespit edebilirseniz ve bunun için ortaklaşa kararlar alabilirseniz siz sağlıklı bir ailesiniz demektir. Sağlıklı ailelerin çözemeyeceği hiçbir sorun, aşamayacağı hiçbir engel olamaz. Şayet çocuğunuza çalışınca olacağını, bütün engellerin aşılacağını kabul ettirmeyi başarabilirseniz sizin de annelik babalık KARNENİZ hep yüksek notlarla dolu olacaktır.



Aile hayatının düzensizliği, geçimsizlikler, huzursuzluklar yersiz zamansız geziler, sık sık misafir kabul etmekler, televizyon, çeşitli hastalıklar ve duygusal sorunlar başarısızlığın sebeplerindendir.



Sonuç olarak; önemle vurgulayalım ki karnelerin düşük notlarına olumsuz tepkiler göstererek, katı sözlerle çocuğu utandırarak değil, çalışınca başaracağını sade bir şekilde açıklayarak birlikte çözüm üretmeye çalışmanız gerekir. Anne ve babanın göstereceği, çocuğa en yakın yol, çeşitli alternatifler sunarak bunlardan birini veya bir kaçını ona seçtirip faaliyete yönlendirmektir.



Çocuğun gözünde en iyi modelin, en doğruyu bilenin, en büyük insanın kendi anne ve babasını olduğunu unutmayalım.


Editör : metinözgen
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=210