ARAPGİR'DE KIŞ VE KAR


Arapgir, meşhur kışına kavuştu nihayet. Köy yolları geçici de olsa kapandı.

Bir kaç günde olsa "kar tatili" yaşandı. Elbette ki sürenin kısalığı toplum için

elzem. Nedeni belli. Bir köyün yollarının kapanması ne demek hepimiz az çok biliyoruz.

Garip gönle teselli olacak belki ama, eskiden durum çok daha kötüydü. Mesela, bundan

100 sene önce kış demek, altı ay boyunca dış dünyayla bağınızın kesilmesi demekti. Zira

yere yağan 2 metre karı bile temizlemek oldukça zor bir işti. Damlarda kar kürüyenler

ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaktır. Zaten temizlemeye kalksanız da en fazla

iki insanın yan yana geçebileceği bir genişlikte yol açabilirsiniz.

"Damları kar kürümek" demişken işin bir de o tarafı var. Sac çatının ne olduğu henüz

kimse bilmiyordu o zamanlarda. Evlerin üstü dam toprağı denilen, kepir toprak ile

örtülüydü. Damların akmaması için "loğ çekip" toprağı sıkıştırmak, sonbahar aylarında

da damı aktarmak gerek. Kar yağmaya başlayınca da fazla beklemeden "sıyrığıyı" alıp,

damı kürümek lazım. Yoksa suratınıza şıp şıp su damlayabilir.

Damlardan atılan karların yüksekliği de metrelerce olurdu. Çok duymuşumdur; "camın

kinarına oturur, yoldan geçenleri seçerdük" sözcüğünü.

Şimdi, "çarşıaltı" oldu, eskiden bizatihi çarşıydı, Millet Hanı'na doğru inmek oldukça zordu.

1950'lere kadar, belki daha sonralarda bile, orası çift sıra dükkandı. Dükkanların damlarından

dökülen karlar yolu tamamen kapatırdı. Yürümekte cambazlık yapmak gibi olurdu.

O zamanlarda yolların açılması için ya Mart gelip bahar yağmurları yağmalı, ya da elbirliği

ile kazma kürek çalışılması gerek.

1980'lere doğru artık dozerler, greyderler, kepçeler ve karsavuranlar devreye girdi. Yollar hemen olmasa bile bir kaç güne açılmaya başladı.

Keban Barajı’nın yapılmasından sonra ilçemizdeki iklim ılımanlaşmış ve 5 metreyi bulan kar kalınlığı artık çok daha alt seviyelere düşmüştü. Ancak yine de eldeki imkanlar yetersiz kalıyordu.

Kısmen yaşadım, ancak özellikle bizden bir kuşak öncesini oluşturan babalarımız daha fazla

yaşamıştır, dizkapakta kar, yara yara okula gidilirdi.

Günümüze gelelim birazda.



Geçen sene bayağı kar yağmıştı hatırlarsanız. Çarşı içinde küçük bir seki olmuştu adeta. Temizlemek günler sürmüştü. Özellikle dağ yollarımız ve dağ köylerimizin açılması bayağı zor olmuştu. Bir takım geçitlerde tipi baş göstermiş ve kar kalınlığı 6 metreyi bulmuştu.

Sonuç olarak, Arapgir'de kış şartları böyledir. Aslında böyle de olması gerekir. Neden mi?

Arapgirimizin rakımı yer yer 1500 metreyi bulur. Etrafı Göldağı ve Munzur gibi dağlarla

çevrilidir. Bilhassa orman olmayan bir bitki örtüsü var. Yağmur suları çabucak akıp gider.

Oysa kar, hemen kaybolmaz. Yer altı suları ve toprağın ihtiyaç duyduğu nem için de muhtacız.

İyisi mi siz bir çay demleyin, birazda peynir alıp, sıcak çarşı ekmeğiyle beraber yiyip, kışın tadını çıkarın.


Editör : sadikbaskaya
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=195