YİNE MANDIRA KONUSU


Geçen haftaki konumuza bu hafta devam kararı alıyoruz. Çünkü ilçe için yatırım yapmak hayati önem arz ediyor. Mandıra da yıllar önce yapılmış bir yatırım olduğuna göre, hemencecik pas geçmek olmaz.



Önceki yazıda yazmıştım, baştan alacak değilim. Sadece kısa bir hatırlatma yapmak istiyorum. 1980’lerde, Koru Köyüne yapılan mandıra, 10 yıl sonra kapatılmış. Halen de âtıl durumda duruyor.



Geçtiğimiz günlerde Koru Köyü Derneği İstanbul Şube Başkanı Sayın Şemsettin Gültekin ile özel bir görüşme yaptık ve bu durumu masaya yatırdık. Şaşırtıcı şeyler çıktı ortaya.



Mesela, köye dönen bir vatandaş düşündük. Bu kişi köye dönse ne yapabilir diye? Artık hepimiz az çok biliyoruz, günde 30 kilo süt veren cins inekler olduğunu. Farzı mahal bu vatandaş günde 30 kilo süt üretse hatta günde 10 kilo süt üretse, ayda 300 kilo süt yapar.



Peki, 300 kilo süt nasıl değerlendirilir? Peynir yapar, yoğurt yapar falan filan. Ama bu ürünleri nerede satacak? Ne şekilde bir irad sağlayacak? Oysa mandıra tam da bu sırada devreye girebilirdi. Kapıdan sütü alır ve üretici hemen kâra geçer.



Üstelik bu tür kuruluşların kendi kendini amorti etmesi daha da kolay. Düşünün mesela, Arapgir’in bütün sütünü bu mandıra topluyor. Dolayısı ile ilçeye yoğurt, yağ gibi süt mamullerini de haliyle mandıra satacak. Ayrıca İstanbul, Ankara, İzmir gibi gurbetteki Arapgirlilere de ulaştırdığınızı düşünecek olursak, hiçte fena bir geliri olmaz.



Durumu başka gerçeklerle destekleyelim. Arıcılar ya da besiciler kooperatifleri kuruluyor ülkemizde. Ulaşımdan inşaata envai çeşit sektörde kooperatifler ya da birlikler kuruluyor. Neden? Merkezden idare edilsin. Neden? Birlikten kuvvet doğar da ondan.



Alın size birlik işte. Alın size kooperatif! Satın sütü mandıraya, alın paranızı. Geriye kalanı da mandıra kazansın.



Şemsettin Gültekin Bey ile konuşmamızda mandıranın makine teçhizat gibi donanımları hakkında da bilgi edindik. Mandıranın bir aracının olduğu, bunun zaman içinde tertelef edildiği ancak hala içinde paslanmaz çelikten makinelerinin durduğundan bahsetti bizlere.



Demek ki neymiş? Makineleri sıfırdan almak gerekmeyecek. Bir bakım yaptırmak yeterli olacak. Ancak bir adet süt toplama aracına ihtiyacımız var.



Pazar içinde araştırma yapmak gerekecek biraz. Arapgir’deki marketlerle görüşerek başlamamız lazım. Arapgir’in sütü, yoğurdu, peyniri, çökeliği satmak için bir tane raf istemeliyiz onlardan. Sonra civar ilçelere ve illere gidip pazar payını büyütmek gerek. Bence derneklerle de irtibata geçmek fayda verecektir. Çünkü, derneklerimiz müşteri bulmamızda bize aracı olabilirler.



Bir de cesur mu cesur bir kadroya ihtiyacımız var. İşi önemseyen, ciddiyetle yapan bir kadro kurmalıyız. Sanırım başarı Allah’ın takdiri olarak tecelli edecektir.



 


Editör : sadikbaskaya
Site: ..:: Arapgir Postası ::..
URL: http://www.malatyayabakis.com//yazdir.asp?bolum=192